Ahmet Güneştekin’in Hafıza ve Göç Üzerine En Kapsamlı Sergisi

Ahmet Güneştekin’in bugüne kadarki en kapsamlı sergisi “Kayıp Alfabe,” Artİstanbul Feshane’de sanatseverlerle buluştu.

Ahmet Güneştekin’in bugüne kadarki en kapsamlı sergisi “Kayıp Alfabe,” Artİstanbul Feshane’de sanatseverlerle buluştu. Farklı disiplinlerden eserlerin yer aldığı ve Christoph Tannert’in küratörlüğünü üstlendiği sergi, toplumsal hafızayı yansıtan nesneler, sesler ve görüntülerle zenginleştirilmiş bir deneyim sunuyor.

Göç ve Bellek Üzerine Bir Sergi

Serginin odağında göç ve hafıza teması bulunuyor. Ahmet Güneştekin, bireysel ve kolektif hafızanın göç deneyimini nasıl şekillendirdiği ve işlediğini eserlerine yansıtmış. Göç teması, farklı nesneler aracılığıyla geçmişin izlerini taşıyor. Bir çanta, elbise askısı ya da ses kayıtları gibi gündelik eşyalar, geçmişi hatırlatmanın ötesinde, göçle bağlantılı kişisel ve toplumsal bir hafıza deposu haline geliyor. Sanatçı, özellikle bir bavulun, yerinden edilme deneyiminin en somut simgesi olduğunu vurguluyor.

Göç olgusunu ve bu süreçte oluşan bireysel hikayeleri yansıtan sergi, hafızanın taşınabilirliğini ve dönüşümünü sanatın diliyle aktarıyor. Güneştekin, bu çalışmalarıyla mübadele ve yerinden edilme gibi tarihsel olayların bireylerde ve toplumda bıraktığı izleri hatırlatma amacı taşıyor.

Alfabe ve Düşünce Gücü

Serginin adı olan “Kayıp Alfabe,” Güneştekin’in dil ve alfabe üzerine yıllardır süregelen araştırmalarından ilham alıyor. Sanatçı, alfabenin yalnızca bir iletişim aracı değil, aynı zamanda ulusların ve kültürlerin düşünce çerçevesini şekillendiren bir yapı olduğunu ifade ediyor. Sergide metalden oyulmuş harflerle oluşturulan eserler, alfabenin inşa edilmiş bir görüntü olduğunu vurguluyor. Ayrıca, ses ve harflerin bir arada sunulmasıyla, alfabelerin yalnızca yazılı formlar değil, aynı zamanda kültürler arası bir bağ olduğu mesajı veriliyor.